Sağlık için Önleyici Bakım: Ağız ve Diş Bakımı

  •  3.07.2022
  •  

 

Ağız ve diş bakımı için önleyici bakım dedik çünkü diş ve diş eti hastalıklarında maalesef dişçi müdahelesi olmadan tedavi mümkün olmuyor. Yani şöyle düşünün ya hasta olmuyorsunuz ya da hastanelik oluyorsunuz. Biraz çarpıcı ve sert bir benzetme yaptık ancak gerçek böyle. Dişin ve diş etinin kendi kendine iyileşmesi gibi bir durum çok nadir haller dışında gerçekleşmiyor.

Diş eti kanamaları, çürükler ve diş taşı gibi durumlar en sık karşılaşılan rahatsızlıklar olmakla birlikte estetiğin eskiden daha çok estetik gözüyle bakılan diş teli uygulamaları da artık önleyici ağız tedavisi alanında değerlendiriliyor. Tiş teli terimindeki tel de artık zaman içinde sadece bir kavram olarak kalacak gibi. Zira artık yeni çıkan şeffaf teknolojiler sayesinde telin görece kötü görüntüsü yerine şeffaf şekillendiriciler kullanılıyor. Ülkemiz diş tedavilerine oldukça fazla para harcıyor. Neden bu kadar para harcıyoruz, sebepler neler? Gelin bu konuları incelemeye çalışalım.

Ağız ve Diş Bakımı Konusu Beslenmeden Başlar

Beslenme şeklimiz özellikle dişlerimi olumlu veya olumsuz olarak doğrudan etkilemektedir. Dişlerimize iyi etki etmeyen bazı besin maddeleri var, aşağıda bu besinleri liste halinde vermeye çalıştık:

  • Asitli içecekler (gazoz, kola vb.)
  • Şeker miktarı yüksek yiyecek veya içecekler (Gazlı içeceklerin hemen hemen tamamı ve pek çok meyve suyu bu kategoriye girmektedir.)
  • Çok sıcak yemek ve içecekler
  • Çay, kahve benzeri içecekler

Şeker yoğunluklu veya karbonhidrat ağırlıklı beslenen kişilerin diş konusunda daha fazla problem çektiği yapılan klinik araştırmalarla ortaya konmuştur. Eğer beslenmemize dikkat etmezsek yapılan dolgu, kanal gibi tedavilerin çok bir manası olmayacaktır çünkü dolguların belirli ömürleri var ve diş başka alanlardan çürümeye devam ederse dişçi koltuğundaki aynı meşakat tekrar tekrar çekilecektir.

Çürük Problemleri Ne Zaman Yaşanmaya Başladı?

Arkeolojik araştırmalar bize çok ilginç veriler sunuyor. Özellikle insan bedenleri üzerinde yapılan araştırmalar çok çarpıcı. Eski devirlerde insanlığın birbirinden farklı, çok zorlayıcı problemleri olmuş olabilir. Hatta refah şimdi olduğundan daha az, yaşam süreleri daha kısa olabilir. Ancak eski zamanlarda yaşayan insanların bir sorunu yoktu o da diş çürüğü sorunu!

Bulgular oldukça acayip. Çünkü insanlık tarihi bıçakla ikiye ayrılmış gibi net. Belli bir zaman öncesi bulunan hiçbir kafatasında çürüğe dair emare bile yok. Bu tespit tek başına sadece şaşırıtıcı ama bilimsel bir önem taşımıyor. Önemli olan nokta tarihi bu şekilde ikiye ayıran olayın şeker devrimi olarak adlandırılan insanların şeker bazlı tatlıları tüketmeye başladıkları zamana denk geliyor olması.

Yani tatlı tüketimimiz ile çürük arasında doğrudan organik bağ var. Özellikle son dönemlerde türeyen glikoz şurubu, mısır şurubu gibi maddeler kullanılarak üretilen tatlıları tükettiğimiz zaman hem ağız sağlığımızı hem de karaciğer sağlığımızı tehlikeye atmış oluyoruz. Doğru sindirim yapamadığımız için tahrip olan bağırsak floramız ise işin tatsız kısımlarından sadece birisi. Sindirim ağızdan başladığı gibi sağlık da ağızdan başlıyor.

Diş Fırçası ve Diş Macunu Seçimi

Diş fırçası seçiminde kaliteyi tercih etmek ve deneme yanılma yapmak dışında çok fazla tüketici aksiyomu mevcut değil. Genel olarak bir kere rahat ettiğiniz, diş ve diş etlerine zarar vermediğine emin olduğunuz bir diş fırçası ile yolunuza devam edebilirsiniz.

Diş macunu konusuna gelirsek, diş macunları içerisinde beyazlatıcı etki yaratmak adına bazı kimyasallar kullanılmaktadır. Olabildiğince az kimyasal barındıran diş macunu kullanmak faydalı olacaktır. Ayrıca bazı diş macunları içlerindeki maddeler dolayısıyla bazı diş etlerinde kanamaya sebep vermektedir. Bu konuya da dikkat etmenizi sizlere tavsiye edebiliriz.

 

Dişlerimiz başta konuşma ve yemek yeme olmak üzere günlük bazı temel eylemleri yerine getirmemize yardımcı olan en önemli organlarımızdan biri. Sağlıklı dişler, düzgün bir diksiyonun ve güzel bir gülüşün de temelini oluşturması bakımından sosyal hayatımızı da ciddi ölçüde etkilemektedir. Öte yandan çoğumuz diş ağrısının dayanılması güç ağrılar arasında olduğunu biliriz. En ufak bir diş probleminin tedavi süreci bile hayatımızı olumsuz yönde etkileyerek planlarımızı aksatmamıza sebep olabiliyor. Bu yüzden ağız ve diş bakımı hepimiz için oldukça önemli bir konudur. Bu yazımızda ağız ve diş sağlığı hakkında bilinmesi faydalı bazı noktalar üzerinde duracağız.

Dişler Nasıl Fırçalanmalı?

Diş bakımında özellikle doğru diş fırçalama tekniği ve doğru diş fırçası son derece önemlidir. Kullanılan diş fırçası ne çok sert ne de çok yumuşak olmalı. Ayrıca yaygın olarak yapılanın aksine diş fırçası ıslatılmadan kullanılmalı. Fırçalarken dairesel hareketle önce ön dişler, sonra arka dişler özenle fırçalanmalı. Öte yandan kullanılan diş macunun miktarı da az olmalı. Diş macunu reklamlarında gördüğümüz gibi diş fırçasının tamamını kaplayacak şekilde sıkmamıza gerek yok; hatta aksine, uzmanlara göre sıkılan diş macununun ‘mercimek büyüklüğünde’ olması yeterlidir. Diş macunu edinemediğimiz durumlarda karbonat veya tuz da kullanılabiliyor fakat bunlar diş minesinin üst tabakasını aşındırarak uzun vadede dişin parlaklığını düşürmesi bakımından zararlıdır. Bu yüzden zor durumda kalınmadığı sürece uzak durulması gereken bir temizleme yöntemidir.
Diş fırçalamada önerilen sıklık günde üç defa olmakla birlikte ağır asitli ve şekerli besinlerin tüketilmesinin hemen ardından da ayrıca fırçalanmalı. Çünkü asitli ve şekerli yiyecekler ağızdaki bakterilerin yayılmasını kolaylaştırır ve diş minesini zayıflatır. Diş fırçasının en fazla 6 ayda bir değiştirilmesi uygundur. Ayrıca elektronik (şarjlı) diş fırçaları, bizim elle yapabildiğimiz harekete kıyasla kısa zamanda daha fazla hareket imkânı sağlaması bakımından bir adım daha etkilidir.

Ağız ve Diş Bakımında Koruyucu Önlemler

Ağız ve diş sağlığının korunmasında dişler ve diş etlerinin yanı sıra dilin fırçalanması da önemli. Eğer özel bir dil fırçamız yoksa diş fırçasını fazla bastırmadan dilimizin yüzeyini sanki süpürür gibi hafifçe fırçalamalıyız. Tüm bunlar ağızda ve diş etlerinde bakteri oluşumunun önüne geçmemizi sağlar. Diş fırçalamanın ardından diş ipi kullanmak ve gargara yapmak da diş sağlığının korunmasında etkilidir. Bilinenin aksine bazı diş macunlarında özel olarak kullanılan beyazlatıcı madde dişleri beyazlatmaz, aksine diş minesinin üst tabakasını aşındırır ve hemen altındaki sarı tabakanın ortaya çıkmasını sağlar. Yani dişleri sarartır.
Ağız ve diş bakımında diş fırçalamak, diş ipi kullanmak gibi koruyucu önlemlerle birlikte yediğimiz ve içtiğimiz şeylere de dikkat etmemiz gerekir. Her türlü konuda olduğu gibi diş sağlığında da günlük hayatta dikkat etmemiz gereken bazı hususlar var. Bunların başında beslenme alışkanlıklarımız geliyor. Sigara ve alkol kullanımı de ağız ve diş sağlığımız için son derece zararlı faktörler arasında.

Diş Sağlığında Yiyecek ve İçeceklerin Rolü

Beslenme şeklimiz ağız ve diş sağlığımız açısından en az diş temizliği kadar büyük bir öneme sahip. Bazı yiyecek ve içecekler diş ve diş eti sağlığımız açısından güçlendirici ve koruyucu güce sahipken bazıları ise diş minesinin ve diş etlerinin zayıflamasını sağlayarak zarar verebiliyor. Bunlar arasında süt ve süt ürünlerinin en doğal kalsiyum kaynakları olduğunu söyleyebiliriz. Süt, yoğurt, peynir gibi besinler diş ve diş etlerinde oluşması muhtemel olan iltihaplanmaları önler ve mevcut iltihaplanmanın sürecini yavaşlatır. Bunun dışında özellikle elma, portakal, çilek ve kivi de diş sağlığının korunmasında yardımcı besinler arasındadır. Bu meyveler ağızda asit oluşumunun önüne geçer ve ağızda ferahlık sağlar. Kereviz, lahana, havuç gibi lifli sebzeler ağızda bakteri oluşumunun önüne geçer. Fındık ve fıstık ise tükürüğün doğal yapısını güçlendirir ve diş çürüklerini önler. Tarçın, limon ve kahve ağız kokusunu ortadan kaldırma konusunda oldukça etkilidir. Ne var ki kahve aynı zamanda dişlerin sararmasını da sağlayan içecekler arasında olmasından dolayı dikkatli tüketilmeli. Son yıllarda yapılan araştırmalarla beraber yeşil çayın ağız kanserini önlediği de belirtilmektedir.

Ağız ve diş bakımında temizliğin ve beslenmenin yanında bazı besinlerden de mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Bunlar arasında tatlandırıcı ve boya maddesi içeren meşrubatlar, alkollü içecekler, şekerlemeler ve cipsleri örnek verebiliriz. Ayrıca dişleri fazla sert besinleri kırmaya zorlamak ve buz yemek diş minesini zedeler ve dişleri zayıflatır. Diş sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen besinlerden ve eylemlerden uzak durarak, ağız ve diş sağlığına faydalı besinlere ağırlık vererek ve diş temizliğine özen göstererek olası diş ve diş eti problemlerinin önemli ölçüde önüne geçebiliriz. Elbette diş ve diş eti hastalıkları kalıtsal faktörlere de bağlıdır fakat şunu da unutmamak gerekir ki tedavi süreci biraz da bizim o zamana kadarki eylemlerimiz ve önlemlerimizle şekilleniyor. Ağız ve diş bakımı bu yüzden son derece önemli ve üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konudur. Sancılı diş ağrıları, uzun süreli diş eti kanamaları, dil yüzeyinde apse oluşumu gibi olağan dışı durumlarda bilinçsiz müdahaleden uzak durmalı ve en kısa zamanda bir diş hekimine gidilmelidir.